Bir Tutam Varoluşçuluk-1-
yazarKafamda yazacak onlarca hatta belki de yüzlerce şey var. Size de olur mu hiç? Yılların birikmiş bilgileri, yaşanmışlıklardan öğrendiklerimiz… Zihnimizde üst üste binen tonlarca…
Kafamda yazacak onlarca hatta belki de yüzlerce şey var. Size de olur mu hiç? Yılların birikmiş bilgileri, yaşanmışlıklardan öğrendiklerimiz… Zihnimizde üst üste binen tonlarca…
Geçenlerde bir film izledim. Başroldeki adam hayatının aşkının nişan törenine katılıyor ve onu elinden kaçırdığı için “keşke”lerini dizi dizi sıralıyordu. “Keşke ilk tanıştığımızda şöyle…
Masalcı Nine’yi bana, illüstrasyonları ve çocuk kitaplarını çok sevdiğimi bilen bir meslektaşım/arkadaşım hediye etti. Çizimlerine bayıldığım bu kitap bana, belki de yazarlarının kitabı yazarken…
Yazıyor! Yazıyor! Kafaya takmamaya giden yolları yazıyor! “Kafaya takmamak” kulağa hem çok boşvermiş hem de çok yorucu güzide bir deyiş gibi geliyor değil mi? …
Bir gün kafede otururken biri gelip size “Biraz bilgelik topluyorum. Hayatınızda duyduğunuz en bilgece şey nedir?” diye sorsaydı ne cevap verirdiniz? Ben cevap verememiştim….
Saatlerdir, günlerdir, haftalardır, aylardır hatta belki de yıllardır koşuyordu. O koştukça kaygı da peşinden geliyordu. Bazen 10 adım arkasındaydı, bazen 20 adım. Bazen tam…
Sizi bilmem ama kendimi bildim bileli içimde beni çekiştirip duran iki uç var. Bunlar sanki iki ayrı kara parçası, ikisinin ortasında da kocaman dalgalı…
Muhtemelen birçoğumuz bir yerimiz kesildiğinde nasıl pansuman yapacağımızı biliyoruz. Yarayı temizle, temiz bir pamuk, biraz tentürdiyot, temiz bir bandaj… İşte oldu! Ama çoğumuz ruhumuz…
Ertelemek sanatsa hep birlikte erteleyelim lütfen! Ertelemek; yazarken bile üşendiren, fena halde uyku getiren bir kelime değil mi? İnsanda “aman bu konulara girmeyelim” hissi…
Çok değil daha bir yıl önce, hediye gelen orkideleri bile canlı tutamayıp patır patır öldüren ben, nasıl oldu da envai çeşit ağaca, çiçeğe, kaktüse…