Ertelemek sanatsa hep birlikte erteleyelim lütfen!
Ertelemek; yazarken bile üşendiren, fena halde uyku getiren bir kelime değil mi?
İnsanda “aman bu konulara girmeyelim” hissi uyandırıyor. Ama girelim lütfen. Çünkü ertelemek birçoğumuzun en yakın dostu ve belki de en büyük düşmanı. Erteleme üzerine sayısız makale ve kitap yazılmış, hatta Platon ve Aristoteles taa o zamanlardan ertelemeyi bir sorun olarak görmüş ve buna “akrasia” adını vermişler. Yani kendimiz için yapmamızın en iyisi olduğunu bildiğimiz halde başka şeyler yapmayı tercih etmemiz.
“Her insan herhangi bir miktarda işi yapabilir yeter ki bu şimdi yapılması gereken bir iş olmasın.” Robert Benchley
Her bir yazar farklı stratejilerle ertelemenin üstesinden gelmenin yollarını aramış. Kimileri ise ertelemeden kaçılmaz, bir güzel öpüşüp barışıp sarılalım, hayat denen bu uzun ve meşakkatli yolculukta beraber yürüyelim demiş.
İşte bu tam da John Perry’nin kitabı Erteleme Sanatı’nda bahsettiği türden bir ateşkes. Yazar ciddi ciddi seviyor bu erteleme işini ve öyle lanetler falan yağdırmıyor. “Ben de iflah olmaz bir ertelemeciyim” diyor. Fark ettiyseniz cümlede -dili geçmiş zaman yok! Yani ben bir zamanlar fena ertelerdim, şimdilerde hiçbir şeyi ertelemiyorum çünkü sorunu kökünden çözdüm, ben oldum’lu cümleler kurmuyor. Hatta bu kitabın sayısız ertelemelerinin meyvesi olduğunu itiraf ediyor. Anlayacağınız hali hazırda bulunan bu özelliğiyle hayatı yaşama üzerine yoğunlaşıyor. Bir bakıma ertelemenin dolambaçlı yollarına daha az virajlı kestirme yollar ekliyor.
Kitabın çıkış noktası yazarın yayımlamış olduğu ve kitapta da yer alan “Sistematik Erteleme” adlı makale. Makale edebiyat dünyası ve okuyucular tarafından oldukça beğenilmiş ve İG Nobel ödülünü almış. Kısaca nedir bu Sistematik Erteleme derseniz, yapılması gereken “önemli” işleri o an yapmamak için daha az yararlı işleri yapmak. Bir bakıma önemli işlerden kaçınma mekanizması diyebiliriz.
Özellikle “erteleyici” olanlarımız için yapılacaklar listesinin ne denli hayati önem taşıdığı aşikar. Ve genelde üst sırayı en önemli olan işlere ayırırız. Alt sırada ise daha az önem taşıyanlar bulunur. İşte John Perry de tam bu noktada bizlere sistematik erteleyici olarak nasıl en alttakilerin zamanla daha hızlı gerçekleşmesini sağladığını kendi deneyimleri üzerinden açıklıyor. Ve tüm bunların bir parça kendini kandırma içerdiğini itiraf ediyor.
Kitap çeşitli bölümlere ayrılmış ve bu bölümlerde kimi zaman ertelemeye zemin hazırlayan örnekler yer alırken kimi zamansa ertelemeye dizginleme getirecek öneriler yer alıyor. Yazar tüm bu bilgileri size kahve eşliğinde edilen bir sohbet ortamında verir gibi veriyor. Hatta işi bir tık ileriye götürüp yazarın tavsiyeleri ışığında bir müzik listesi oluşturuyorsunuz. “Siz” dediğime bakmayın, ciddi ciddi ben de bir liste oluşturdum.
Çünkü ben de bir ertelemeciyim hem de en sistematiğinden!
Yazarın tavsiyesi, işe başlatmayı sağlayacak bir şarkı listesi hazırlamaktı. Bunu yaparken tam da yazarın tahmin ettiği gibi ciddi mesai harcadım. Ne de olsa yapacaklarımı yapmamamı sağlayacak bir iş bulmuştum! İtiraf etmeliyim, tüm bunları kitapta görüyor olmanın içinize su serpen bir tarafı var. Erteleme Sanatı, erteliyor olmanın verdiği o suçluluk duygusunun üstüne bir parça “iyi his ve üretkenlik” serpmenizi sağlayan öneriler sunuyor.
John Perry kitabındaki Ritmi Yakala bölümünde bazı şarkılar paylaşmış. Bu şarkıları derlediğim Beni İşe Başlat şarkı listesine göz atabilir, spotifydan bu listemi takip edebilirsiniz. Bunu yapmayı başka bir zamana da erteleyebilirsiniz tabi…