Kendi Duygusal İlk Yardım Çantanı Hazırla: Ruhuna Pansuman

Muhtemelen birçoğumuz bir yerimiz kesildiğinde nasıl pansuman yapacağımızı biliyoruz. Yarayı temizle, temiz bir pamuk, biraz tentürdiyot, temiz bir bandaj… İşte oldu! Ama çoğumuz ruhumuz yara aldığında nasıl pansuman yapacağımızı bilmiyoruz. Canımız yandığında, kalbimiz kırıldığında, endişeden ruhumuz daraldığında bize ne iyi gelir bilmiyoruz. Çünkü bunların hepsi kendi yöntemimizle pansuman yapmamızı gerektiren durumlar. Ruhsal pansumanımızı yapabilmek için bize iyi gelen şeyleri bulmamız gerek. Kendi pansumanımızı bulmak için biraz denememiz, bazen yanılmamız, biraz kendimizi keşfetmemiz gerek.

Tam bu noktada güzel bir kitap önerim var: Ruhuna Pansuman            

Bu kitap bizlere, kendi duygusal ilk yardım çantamızı hazırlamamız için bir rehber sunuyor.

Kitaptan, (kitabın yazarı) Suzi Amado’nun Aralık ayında ruh sağlığı çalışanlarının üye olduğu bir mail grubuna attığı mail sayesinde haberdar oldum. Bilgileri incelediğimde kendisinin de klinik psikolog ve dışavurumcu sanat terapisti olduğunu öğrendim. O zamandan beri kitabı okumak aklımın bir köşesindeydi. Başlarda temkinli yaklaştığım ama oldukça da merak ettiğim kitabı geçenlerde bir oturuşta bitirdim. Temkinli yaklaşma nedenim, kişisel gelişim alanında çok fazla kaynak olması ve okurken biraz seçici olmaya çalışmam. Ancak bu kitabı elime alıp arka kapağında yazanları okuduğumda içim rahatladı.

Zor zamanlarda kendimize iyi bakmak önemli. Ama unutma; diğer zamanlarda da önemli! Her şey normal seyrindeyken ve hayat alışılageldiği şekilde akarken de ruhu beslemek önemli. Kendine iyi bakmak hayatında bir alışkanlığa dönüşürse, zor zamanlarda da bunu yapman daha kolay olacaktır.

Kendine iyi bakmak bizim de kendi ofisimizde oldukça değer verdiğimiz bir konu. İnsanın, terapistin kendine bakmasına, kendi ruhsal ve bedensel sağlığını gözetmesine büyük önem verdiğimiz için bir meslektaşımızın bu konuda neler yazdığını çok merak etmiştim.

Ruhuna Pansuman kendimize iyi bakmak ve kendi ruhsal sağlığımızı gözetmek için bize yardımcı olabilecek şeyleri bir araya getirmiş. Farklı kaynaklardan okuyup öğrendiğim birçok faydalı ipucunun kolay anlaşılır, samimi, güzel bir derlemesi gibi hissettim okurken. Her bölüm oldukça kısa, bizleri detaylarla ya da bilimsel bilgilerle boğmuyor. Yazarın kitapta yer verdiği başlıklardan bazıları ise şöyle; şefkat, şükran, empati, umut, utanç, uyum… Bazı mindful önerilere ve nefes tekniklerine yer verdiği bölümler de var.

Kitapta bunların yanı sıra bize iyi gelen insanların, keyfimizi yerine getiren müziklerin, ilham alabileceğimiz videoların listesini yapabilmemiz için ayrılmış sayfalar var. Yazar söyleyeceklerini söylüyor, bu doğrultuda ilk yardım çantamıza neleri koyup neleri koymayacağımızı keşfetmek bize kalıyor.

 

 

 

 

 

 

Gelelim kitapla ilgili hoşuma giden detaylara!

Empati

Empati başlığını gördüğüm an “acaba o sürekli kullanılan ve içi boşaltılmış tanımı görecek miyim?” diye bir tedirgin olmuştum ama korktuğum gibi olmadı. Yazarın empatiyi, “kendini karşındakinin yerine koymak” şeklinde tanımlamadığını görmek içime su serpti. Çünkü kendini karşındakinin yerine koymak biraz iddialı bir söylem. Karl Jaspers empatiden şöyle bahseder: Biri bize bir şey anlatırken orada olup  anlatılanı dinlemek, anlatılanı dinlerken bizim ne yaşadığımızın da farkına varmak gerekir.

Olaylar benzer olsa dahi her deneyim biriciktir ve yapabileceğimiz şey karşımızdakinin yerine geçmeye çalışmaktansa orada olmak, onun biricik deneyimini anlamaya çalışmak, merak etmektir. Suzi Amado da empati için çok benzer bir tanım yapmış;

Empati kurmak kişiye şu mesajı vermeyi içerir: Ben bu hayatta şu anda sen olmanın ne demek olduğunu anlamak istiyorum. Senin bakış açından bakmak, hissettiklerini anlamak istiyorum. Seni önemsiyorum. Senin yanındayım. Sana acımıyorum. Seni yargılamıyorum. Amacım çözüm üretmek değil. Seni anlamak, sana tanık ve destek olmak.

Bence bu bir kendi kendinize terapi kitabı değil! Kitabın, “bunları yapın ve hayatınız muhteşem olsun” gibi bir mottosu yok. Kitabın içinde yeri geldikçe, “bunlar yardımcı olmuyorsa ve zorlanıyorsanız bir profesyonelle görüşmeniz iyi olabilir” şeklinde ifadeler var. Bunlar, okuyucunun kendine dönüp bakması ve yaşadıklarını tartıp hangi noktada olduğunu görebilmesi açısından oldukça yol gösterici ipuçları.

Profesyonel Yardım

Kitabın sonunda yazarın terapist seçerken dikkat edilmesi gereken noktaları derlediği bir liste var. Bu, benim de hakkında yazmak istediğim ve çok önemsediğim bir konu. Bu nedenle kitabın sonunda böyle bir liste görmek beni çok mutlu etti. Normal şartlarda bu tarz listelerde görmeyeceğimiz ama bence listedeki en önemli maddelerden biri ise şuydu:

İlk seans, terapistin seni değerlendirdiği, senin de terapisti değerlendirdiğin görüşmedir.

Değerlendirme ile kastettiği ise o odada, o ortamda, o terapiste kendinize dair bir şeyler anlatırken nasıl hissettiğiniz, odada olup bitenlerin içinize sinip sinmediği, kendi hikayenizi o kişiye emanet etmek konusunda rahat hissedip hissetmeyeceğiniz… Özellikle ilk seanslar terapistin sizin için uygun olup olmadığını hissedebilmeniz açısından oldukça önemlidir. Terapist seçimine dair diğer birçok önemli detayı da bu listede bulmak mümkün.

Kitabı bir oturuşta bitirdim dediğime bakmayın, benimki hem merakımdan hem de biraz sabırsızlığımdan böyle oldu. Ruhuna Pansuman kesinlikle bir oturuşta okunup rafa kaldırılacak cinsten bir kitap değil. Bölümleri okuduktan sonra anlatılanların bizdeki yansımalarına bakıp kendi listelerimizi oluşturup ihtiyacımız olduğunda da açıp açıp tekrar bakabileceğimiz bir rehber. Kendimize iyi bakma kasımızı geliştirip güçlendirene kadar bize yardımcı olabilecek bir kaynak.

Siz de bugün kendi duygusal ilk yardım çantanızı tasarlamak için bir adım atın. Size iyi gelen şeyleri şöyle bir düşünün, kendi listelerinizi yapın. Kendinize iyi bakmak için zor zamanları beklemeyin!

Suzi Amado’nun kitapta yer verdiği, Cherly Richardson’ın şu cümlesini hatırlayın:

Kendine, en özendiğin kişiye davranır gibi davran.

Sonraki yazıma kadar kendinize iyi bakın. Buna benzer kaynak tavsiyelerinizi ve yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!

Yazıdan etiketler
Diğer yazıları Gökçe Naz Kamar

Kaygı Çok İyi Koşan Bir Atlettir!

Saatlerdir, günlerdir, haftalardır, aylardır hatta belki de yıllardır koşuyordu. O koştukça kaygı...
Devamını Oku

1 Comment

  • Kitabın içeriğini; vurgulayıcı, yalın bir dille anlatıp verdiğin değerli, faydalı bilgiler için ellerin dert görmesin, yazılarının devamını nasip etsin Rabbim

Comments are closed.